Gazeteci Fatih Altaylı’ya destek hakkında YouTube programındaki ifadeleri gerekçe gösterilerek verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası ve tutukluluğun devamına ilişkin karar, ifade özgürlüğü, haber alma hakkı ve tutuklamanın istisnai niteliği bakımından ciddi bir hukuki değerlendirmeyi gerektirmektedir.

Anayasa’nın 26. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi, ifade özgürlüğünü demokratik toplumun temel güvencelerinden biri olarak düzenlemiştir. Siyasal nitelikteki açıklamalar ve eleştiriler ise içtihatlarda en geniş koruma alanına sahip ifade türü olarak kabul edilmektedir. Tutuklama ise bir ceza değil, ancak zorunlu hâllerde başvurulabilecek geçici bir tedbirdir. Bu nedenle verilen mahkûmiyet ve tutukluluğun devamı kararının ölçülülük, gerekçelilik ve istisnailik ilkeleri yönünden titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir.

Tekirdağ Barosu olarak yargılama sürecini ilk günden itibaren kesintisiz biçimde takip ettik. Gözaltı ve tutuklama işlemlerinin hemen ardından yaptığımız açıklama ile ifade özgürlüğüne, haber alma hakkına ve basın özgürlüğüne yönelik müdahalelere dikkat çektik. Ardından Tekirdağ, Çanakkale, Edirne ve Kırklareli Barosu Başkanları ile birlikte Silivri Cezaevi’nde Fatih Altaylı’yı ziyaret ederek hukuk devleti, ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının önemini bir kez daha vurguladık. 3 Ekim 2025 tarihinde Marmara Cezaevi yerleşkesinde görülen duruşmayı ise Türkiye Barolar Birliği Başkanı ve diğer baro başkanlarıyla birlikte yerinden takip ettik. Sürecin her aşamasında tutuksuz yargılama ilkesine uyulması, adil yargılanma güvencelerinin korunması ve yargılamanın şeffaf biçimde yürütülmesi yönündeki çağrılarımızı kararlılıkla sürdürdük.

Tekirdağ Barosu olarak, süreci hukuki çerçevede yakından izlemeye; ifade özgürlüğü, haber alma hakkı ve adil yargılanma ilkelerinin korunması için gerekli hassasiyeti göstermeye; tutuklamanın ancak ölçülü, istisnai ve açıkça gerekçelendirilmiş bir tedbir olarak uygulanması gerektiğini hatırlatmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.