GAZETECİ NECMİ IŞIKSAL’A BASIN KONSEYİ YÜKSEK KURULU KINAMA CEZASI VERDİ

GAZETECİ NECMİ IŞIKSAL’A BASIN KONSEYİ YÜKSEK KURULU KINAMA CEZASI VERDİ

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer ve Özel Kalem Müdürü Cenk Boduç hakkında Basın Meslek İlkeleri’ni ihlal ederek iftira niteliği taşıyan ifadelere yer veren Olay Aktif gazetesinin sahibi ve Batı Trakya Gazeteciler Derneği Başkanı Necmi Işıksal’a “Basın Konseyi Yüksek Kurulu” tarafından kınama cezası verildi.

Atılan iftiraya yönelik Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nu kararı şu şekilde gerçekleşti:

ŞİKAYET KONUSU:

TEKİRDAĞ’da yerel Olay Aktif gazetesinin sahibi ve Batı Trakya Gazeteciler Derneği Başkanı Necmi Işıksal’ın yayınladığı “Tekirdağ’ı Tekirdağlılar yönetmiyor” “Belediyedeki fuhuş olayı kapatılacak mı?” “Zina haberine bir de dolandırıcılık haberi mi ekleniyor” “Vay arkadaş neler oluyor neler” “Gizli alanlarda değil sahalarda hizmet için CENKLEŞİN”  başlıklı haberde/yazılarda Basın Meslek İlkeleri‘nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur.

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi vekili Av. Mahir Aşık ve Özel Kalem Müdürü Cenk Boduç tarafından Basın Konseyi’ne gönderilen üç şikâyet başvurusunda, şikâyet edilen gazetecinin kendi Facebook sayfasından asılsız haberler yayınlayıp Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin tüzel kişiliğine ve çalışanların kişilik haklarına saldırdığı; mesnetsiz suç isnadında bulunduğu iddia edilmiştir. Sistematik şekilde yayınlanan haberlerde açıkça yazılmasa da yapılan tanımlarla hedef alınan şikâyetçi Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi; kişilerin de şikâyetçiler Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer ve Özel Kalem Müdürü Cenk Boduç olduğunun kolayca anlaşıldığı başvurularda vurgulanmıştır.

Başvurularda, şikâyet edilen gazetecinin haberleri okuyup olayın nerede geçtiğini soran okurlara “Büyük bir belediye” yanıtını verdiği ve Trakya’da sadece Tekirdağ’ın büyükşehir statüsünde olduğu; yazılara yapılan yorumlarda hedef alınan kişilerin şikâyetçiler Candan Yüceer ve Özel Kalem Müdürü Cenk Boduç olduğunun açıkça belirtildiği savunulmuştur. Av. Mahir Aşık, haberlerde asılsız iddialarla müvekkillerinin aşağılandığı ve suç isnadı yapıldığı; Başkan Candan Yüceer’in Tekirdağ doğumlu olmadığı için kenti yönetmemesi gerektiği yazılarak ayırımcılık yapıldığını savunduğu başvurularda özetle şu ifadelere yer verilmiştir:

“Necmi Işıksal tarafından 18.07.2024-18.08.2024 tarihleri arasında yayınlanan gerçek dışı haberler ile Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı kamu tüzel kişiliği, Belediye Başkanı Candan Yüceer ve Özel Kalem Müdürü, Tekirdağ halkı nezdinde küçük düşürülmüş, aşağılanmıştır. Müvekkiller iftiraya uğramış; kamu yararı gerektirmeyen konuda özel hayatın gizliliği ihale edilmiş; yargı kararı olmadan, kişi/kişiler toplum nezdinde suçlu/ayıplı ilan edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilgili hakkında şikâyet yoluna başvurulması zorunlu olmuştur.

Haberlerde, Basın Meslek İlkeleri’nin 4, 5 ve 9’uncu maddelerinin ihlal edildiğinin tespitine, ihlalin ağırlığı dikkate alınarak Necmi Işıksal’ın öncelikle ‘KINANMASINA’, Basın Konseyi Yüksek Kurulunuzun aksi kanaatte olması halinde ise ‘UYARILMASINA’ karar verilmesini vekil olarak talep ederim.”

UZLAŞMA ÖNERİSİ:

Şikâyet başvurusu, şikâyet edilen Necmi Işıksal’a 20.09.2024 tarihinde  başvuruda belirtilen Tekirdağ’daki ikamet adresine PTT aracılığı ile gönderilmiştir.

Gönderi, şikâyet edilenin adresten ayrıldığı kaydıyla iade edilince bu kez temin edilen necmisal@hotmail.com mail adresinden ulaştırılmıştır. Şikâyetçi süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.

GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ:

Şikâyet edilen gazeteci Necmi Işıksal’ın aktif habercilik yaptığı kendi Facebook sayfasından yayınladığı şikâyete konu haberlerin/yazıların başlıkları ve özeti şöyledir:

TEKİRDAĞ’I ARTIK TEKİRDAĞLILAR YÖNETMİYOR: Yazar, 31 Mart 2024 seçimlerinde kentin yerel yönetimde Tekirdağlı ve Trakyalı olanların azınlıkta kaldığını ileri sürerek, “Tekirdağ’ın Candan’ı” ifadesiyle tanımladığı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer ‘in aslen Malatya kökenli olmasına gönderme yapmıştır. Bazı kentler isim isim sayılarak oraları o kentten olanların yönettiği ileri sürülen haberde/yazıda “Başkan Tekirdağ’ın Candanı oldu, Başkan Vekili ise Hasan Toprak oldu. Birisi Malatyalı, diğeri ise Adana ve Tuncelili… Liderliğin ve çoğunluğun Tekirdağlıların elinde olması gerekmez mi? Mikro milliyetçilik yapacak değilim, ancak makro milliyetçilik ise en doğal hakkımızdır diye düşünüyorum… Bir şehrin kaderi ile bu kadar da oynanmaz, oynanmamalı. Yazık ki çok yazık” ifadeleri kullanılmıştır.

BELEDİYEDEKİ FUHUŞ OLAYI KAPATILACAK MI?: ‘Ayrıntılar gelecek’ notu düşülerek, yazıda “Çırılçıplak yakalanmışlar ve görgü tanıkları var.  Kamera kayıtlarını silmekle bu konu kapanır mı? Biz sizi vatandaşın sorunları ile CENKLEŞİN diye o koltuklara oturttuk, yatakta fingirdeşin diye değil. Bu iş sır olmaktan çıktı. Alın görevden olsun bitsin” ifadelerine yer verilmiştir. Şikâyet edilenin okurlarının sorularına verdiği yanıttan fuhuşla ilişkilendirilen kurumun Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve kişinin de Özel Kalem Müdürü Cenk Boduç olduğu anlaşılmaktadır.

GİZLİ ALANLARDA DEĞİL SAHALARDA HİZMET İÇİN CENKLEŞİN DEDİK SAVUNMAMIZ İSTENDİ: Şikâyetçi Cenk Bodur’un iftiraya uğradığını söyleyerek suç duyurusunda bulunması üzerine şikâyet edilen savcılıkta ifade vermiştir. Bununla ilgili yayınladığı haberde/yazıda, kastının İBB’nin Silivri’deki bir iştirakinde nisan ayında M.E. adlı teknik personelin site girişindeki kulübede güvenlik görevlisi Ü.D ve N.B. adlı kadınları taciz ettiği olayı kastettiğini anlattığını belirtmiş ardından  “Adı Cenk olan kişi yüzünden yargı önünde savunma vermek zorunda bırakılıyoruz… Nedir bu CENK’lerden çektiğimiz, bir tanesi arşiv odasında erotik film çeker, diğer Beşiktaşlı CENK TOSUN ise Fenerbahçeli olur. Bu Cenk’lere bu günlerde bir haller oldu” ifadelerine yer vermiştir.

ZİNA HABERLERİNE BİR DE DOLANDIRICILIK MI EKLENİYOR?:  Yazar gazetesine yurt dışından hiç tanımadığı bir kişinin telefon ederek, ‘vatandaşlık kapmak’ için Alman uyruklu kadın ile evlenen kişinin dolandırıcı olduğunu; kadının elinde avcunda ne varsa aldığı yetmezmiş gibi Alman bankalarından 50 bin Euro krediyi ‘cebe indirip’ ülkesine kaçtığını;  dolandırılan Alman kadının Tekirdağ’a gelip kendisine ‘malum kişi’ tarafından nasıl dolandırıldığını anlatacağını söylediğini belirtmiştir. Sonra da “İddialar karşısında ilk kez donup kaldım. Eğer doğru ise; elektrikçinin korkarak ortaya çıkaramadığı video görüntüsündeki rezillikler gündemi meşgul ederken, yabancı uyruklu hanımefendi çok başka rezillikleri tek tek ortaya çıkaracak. Elektrikçi zina görüntülerinin olduğu video ve gerçekleri yayınlayamıyor ancak Almanya’dan bize belgeleriyle geleceği söylenen hanımefendi gelip, üstelik iddiaları da doğru ise; çok yakında tüm gerçekler gün yüzüne çıkacak. Biz buna ‘şapka düşecek kel görünecek’ diyebiliriz” ifadelerine yer vermiş ve ‘Ayrıntılar gelecek’ notu düşmüştür.

VAY ARKADAŞ, NELER OLUYOR NELER?:  Yine isim verilmeden, ‘tefecilik ve çete oluşturmaktan hapis yatmış, şimdi ise tertemiz bir adam rolüyle önemli koltuklarda oturuyor’ denilen kişinin;  eski eşini borç batağına sokup 130 bin Euro ve kuzenini 200 bin Euro dolandırdığı; onca sabıkası olan bir kişinin tertemiz adam edasıyla önemli koltuklarda oturduğu yazılmıştır. Ardından da “Biz şimdilik yakın akrabasının iddiaları üzerinden haber yapabiliriz. Almanya’dan gelecek belgeler üzerinden haber yapmaya hazırlanıyoruz. Biz birilerinin kızgınlığı üzerinden ‘yaş tahtaya basacak’ cahillikte bir gazeteci değiliz. Elimize belgeler geçtiği anda, ‘el mi yaman, bey mi yaman’ göreceğiz” denilmiştir.

Şikâyet edilen Necmi Işıksal, Tekirdağ’da yerel Olay Aktif gazetesinin kurucusu; Batı Trakya Gazeteciler Derneği Başkanı, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkan Yardımcısıdır. Şikâyete konu haberleri/yazıları aktif gazetecilik yaptığı sosyal paylaşım platformu Facebook üzerinden yayınlamıştır. Yüksek Kurulun, kişisel sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarla ilgili “Paylaşımı yapan kişi gazeteci ve içerik de haber ise hangi mecrada yapılırsa yapılsın Basın Meslek İlkeleri’ne tabidir” ilke kararı vardır. Bu karara göre şikâyet başvurularının Yüksek Kurulda görüşülmesi gerekir.

Şikâyet edilen haberlerde/yazılarda, adları her ne kadar açık yazılmasa da yapılan tanımlar ve olayın nerede geçtiğini soran okurlara verilen yanıttan, normal düzeydeki bir okur şikâyetçiler Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Başkan Candan Yüceer ve Özel Kalem Müdürü Cenk Boduç’un kastedildiğini kolayca anlayacaktır. Belediyenin avukatının, kurumun tüzel kişiliği ve yöneticilerin, asılsız iddia ve ithamlarla ‘kamuoyunda saygınlıklarının zedelediği’ gerekçesiyle yaptığı başvuruda mahkeme söz konusu haberlere/yazılara erişim engeli kararı vermiştir. Durum yargı kararıyla da sabittir ve yazılarda/haberlerde şikâyetçilerin hedef alındığı konusunda tereddüt yoktur.

Şikâyet edilen gazeteci, haberlerin 5 N 1 K kuralına (Ne, Nerede, Ne zaman, Neden, Nasıl, Kim) uygun olması gerektiğini; bu kurala uymayan eksik, yanlış ve yönlendirilmiş kurgusal haberlerin, meslek etiği ve basın özgürlüğü bakımından sakınca teşkil ettiğini bilecek deneyimdedir. Buna rağmen şikâyet konusu 5 haberden/yazıdan 4’ünde ‘fuhuş’ ve ‘dolandırıcılık’ konularını gündeme getirmiş, ancak eylemin nerede, ne zaman, nasıl, neden ve kim tarafından yapıldığı gizli tuttuğunu ve sonra açıklayacağını belirtmiş; şifreli sözcüklerle şikâyetçi kurumu ve yöneticilerini ‘olağan şüpheli’ göstermiştir. “Ayrıntılar geliyor” notu düşüp, “Elimize belgeler geçtiği anda el mi yaman bey mi yaman göreceğiz” ifadesini kullanılarak, muhataplara beklenti içinde olunduğuna ilişkin adeta subliminal (bilinçaltını etkileyen) mesajlar göndermiştir. “Tekirdağ’ı, artık Tekirdağlılar yönetmiyor” başlıklı yazıda ise kentleri o kentte doğanların yönetmesi gerektiği görüşü savunulmuş; “Tekirdağ’ın Candan’ı” denilerek şikâyetçi Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer’in, doğum yerinin Malatya olması neredeyse suç/kusur gösterilmiştir.

Gazetecilik, halkın olup bitenler hakkında bilgi sahibi olması ve gerçekleri öğrenmesi için yapılan kamusal görevdir. Kamuoyunu etkileme ve yönlendirme gücüne sahip olan gazeteci, bunu meslek etiğine uygun kullanmak durumundadır. Gazeteci dedikoduyu, kanıtlı gerçekmiş gibi haberleştirip manipülasyon yapmaz. Şikâyet edilen gazeteci ise kanıtlı olması bir yana kaynağını bile belirtmeden dedikodu düzeyindeki iddiaları somut gerçekmiş gibi haberleştirmiştir. Açık adları yazılmayıp ancak kim oldukları herkes tarafından kolayca bilinecek şekilde tarif edilen şikâyetçilere suç isnadında bulunulması; kişilik haklarının ihlal edilmesi; üst yönetici oldukları kurumdaki ve toplumdaki saygınlıklarına zarar vermenin hedeflenmesi, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşan etik ihlali olarak değerlendirilmelidir.

Açıklanan bu nedenlerle “Belediyedeki fuhuş olayı kapatılacak mı” “Cenkleşin dedik savunmamız istendi” “Zina haberine bir de dolandırıcılık mı ekleniyor” “Vay arkadaş neler oluyor neler” başlıklı haberlerde/yazılarda, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırları ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü;

“Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı ve makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez” şeklindeki 10’uncu maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz.  Şikâyet edilen hakkında ‘kınama’ kararı alınmasını öneririz.

YÜKSEK KURUL DEĞERLENDİRMESİ:

Yüksek Kurul, 02.10.2024 tarihinde yaptığı toplantıda şikâyet başvurusunu görüşmüştür. Genel Sekreterin raporunu sunmasının ardından dosyanın müzakeresine geçilmiştir.

Söz alan üyeler, şikâyet edilen gazetecinin, kanıtı olmayan ve dedikodudan ibaret iddiaları, somut gerçekmiş gibi yayınladığına dikkati çekerek, bunun gazetecilik sorumluluğu ile bağdaşmadığını vurgulamıştır. Şikâyete konu haberlerde/yazılarda etik ihlali olduğuna ilişkin raporundaki tespitleri isabetli; şikâyet edilen hakkında ‘kınama’ kararı alınması önerisini yerinde bulan üyeler, ancak Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edilen maddeleri yönüyle raporu tartışmaya açmıştır.

Genel Sekreterlik raporunda Basın Meslek İlkeleri’nin 4 ve 10’uncu maddelerinin ihlal edildiği tespitinin yetersiz olduğunu söyleyen üyeler, bu maddelerle birlikte 1 ve 13’üncü maddelerin ihlal edildiği görüşünü savunmuştur. Tartışmalar sonunda Yüksek Kurul, şikâyet edilen yayınlarda Basın Meslek İlkeleri’nin 4, 10 ve 13’üncü maddelerinin ihlal edildiğini ittifakla; 1’inci maddesinin ihlal edildiğini ise çoğunluk oylarıyla saptamıştır. Bazı üyeler ise şikâyet edilen gazetecinin ‘belediye yönetiminde olan kişilerin o kent doğumlu olması gerektiğini’ savunmasının ifade özgürlüğü olduğu gerekçesiyle 1’inci maddenin ihlal edildiği görüşüne katılmamıştır.

 

SONUÇ:

Müzakerenin tamamlanmasının ardından oylamaya geçilmiştir. Yüksek Kurul, şikâyet edilen haberlerde/yazılarda Basın Meslek İlkeleri’nin “Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, yaşı, sağlığı, bedensel ve zihinsel engeli, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz” şeklindeki 1’inci maddesinin ihlal edildiğini OY ÇOKLUĞU ile

“Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü ;

 “Yasaların suç aydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez” şeklindeki 10’uncu;

“Gazeteci şiddet, nefret, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapamaz” şeklindeki 13’üncü maddelerinin ihlal edildiğini OY BİRLİĞİ ile saptamıştır. Şikayet edilen hakkında OY BİRLİĞİ ile ‘KINAMA’ kararı almıştır.

Sonuç olarak, şikâyet edilen Tekirdağ’da yerel Olay Aktif gazetesi sahibi gazeteci Necmi Işıksal hakkında, Basın Meslek İlkeleri’nin üç maddesini ihlalden OY BİRLİĞİ; bir maddesini ihlalden de OY ÇOKLUĞU ile ‘KINAMA’ kararı verilmiştir.

 

Yayınlanma Tarihi : 4/11/2024 21:15
Okunma Sayısı : 155
reklam 1
  

TEKİRDAĞ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KİM OLSUN?


CÜNEYT YÜKSEL
CANDAN YÜCEER