CHP Tekirdağ’da 19 il yöneticisinin istifası sonucu il başkanı ve yönetimi düşmüş oldu. Birkaç gündür ortamı gözlemliyorum. Gördüğüm trajikomik bir olay var. Yönetim düştü düşeli İl Başkanına bir hareket geldi. Ziyaretlere, orayı burayı gezmeye, il binasından çıkmaya başladı. Hafta başında yapılacak MYK toplantısına kadar da böyle gezecek tahminim.

İl Başkanı olguyu algıyla değiştirmek için bazı yollara başvuruyor tabii ki. Akıl hocası bir “Manevi Oğul” var. Onun verdiği akılla “önseçim istiyorduk o sebeple başımıza bunlar geldi” gibi örgüt tabanına yönelik aldatıcı olan açıklamalarını gördüm.

Geçmişe bir bakayım dedim. Aradım, taradım, ona sordum, buna sordum ama Sayın İl Başkanı’nın ne bir basın açıklamasında, ne bir örgüt toplantısında ne de sosyal medya paylaşımlarında önseçim adını bile geçirdiğini görmedim. Ama siz benim dediğime inanmayın, bakın, kendiniz araştırın.

Herkes gibi ben de çok iyi biliyorum yapmadığını ama yine de sosyal medya sayfalarına girdim. Yaklaşık 2,5 yıllık görev süresince “kaç defa sokağa çıkmış, kaç ev ziyareti yapmış, kaç esnafın elini sıkmış, hangi çevrelerle görüşmüş, hangi etkinlikleri düzenlemiş, hangi oda, borsa, STK ile temas kurmuş” diye bir baktım. Sonuç olarak il başkanlığı makamında kendi parti üyeleriyle çay, kahve içmek dışında kayda değecek bir şey göremedim. Tabii siz benim dediğime inanmayın, girin bakın.

İl yönetim kurulu toplantılarında çoğunluk sağlanamamasına rağmen toplantılar yapıldı. Aylardır kendi yönetimini toplayamadı. Toplantılara üç kez üst üste gelmemek şöyle dursun aylardır gelmeyen yöneticiler bile görevine devam ediyordu. Dediğim gibi burada da benim dediğime inanmayın. İstifa eden değil, istifa etmeyen yöneticilerden elbet lafına sözüne güvenilir adamlardan dostunuz, arkadaşınız vardır. Gidin, sorun.

Geçtiğimiz aylarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet binasını açmaya geldi. Açılışta protokol davetlileri ve protestocu işçiler dışında aynı yüzlerden oluşan bir avuç insan vardı. Oyunu artırıp, iktidar olmaya yaklaşan bir partinin il teşkilatı böyle mi olmalı? Söylediklerime inanmayın, girin, bakın fotoğraflar orada duruyor.

Neyse say say bitmez. Kısaca İl Başkanının akıl hocası “Manevi Oğul” kinle, saldırganlıkla partinin haşarı çocuğu olarak her gün kamuoyunda partisini tartıştırmaya devam etti. Partideki görevinden yüzü kızarıp istifa etmek zorunda kalan “Manevi Oğul” yeniden bir canlı yayında gündeme geldi. CHP Genel Başkanı, Grup Başkanvekilleri, Parti Sözcüsü ve milletvekilleri hakkında alaycı ve hakaretamiz sözlerle bahsederken AKP’li siyasilere sempati dolu gülücükler saçıyordu. Olayla ilgili “Baba İl Başkanı” hakkında disiplin süreci başlatıyormuş gibi yaparak, “Manevi Oğlu” nu partiden atılmasın diye istifa ettirdi. Bakın canlı yayın kaydı hala sosyal medyada duruyor. Üşenmeyin hemen bakın, bana inanmayın.

“Manevi Oğul” kâğıt üzerinde CHP’den ayrılmasına rağmen akıl hocalığına devam ediyor. Ve bu sürecin de baş mimarı olarak olayların içinde olmaya devam ediyor. Bazı insanlar kaostan beslenir. “Manevi Oğul” da böyledir işte. Şimdi köşesinde izleyip en mutlu olan da odur.

Son olarak bir de kulağıma istifaları geri çektirmek için birkaç yöneticiye baskı kurulduğu bilgisi geliyor. Bu gereksiz tartışmaya da başlamadan son noktayı koymak lazım. Baskı olsa ne olur, olmasa ne olur artık. CHP Tüzüğü’ne baktım “asıl üyeliklerde aynı gün içinde yarıdan fazla boşalma olursa, başkan ve kurul, yedekleriyle birlikte düşmüş olur.” diyor. Yani istifalar evrak kayıttan geçtiği an yönetim düşmüş olur. Evrak kayıttan geçti mi? Geçti. Bunun bir kabul mercii yok. Ama benim söylediğime sakın bu konuda da inanmayın internetten CHP Tüzüğü 24. Maddeye bakın.

Neyse, bunlar bilin diye yazdığım birkaç olay. Ve sonuç olarak benim fikrim; CHP, sahadaki en etkisiz il başkanı ile bu seçime girmeyerek tarihi bir dokunuşla toparlanma fırsatı yakalamıştır. Sonuçta “geliyor gelmekte olan” sloganını tekrar etmekle iktidar olamayacağını farkında olan bir CHP var. Şimdi CHP, örgütünü toplayacak güçlü bir karakterle sahaya çıkmayı başarabilirse burada tozu dumana katarak bu süreci tamamlar.

Ama siz yine de benim dediklerime inanmayın…

Yaşayın, görün.