Yeniden Refah Partisi Tekirdağ 3. Olağan kongresi'ne Genel Başkan Dr. Fatih Erbakan katıldı

Bugün türkiye’nin ihtiyacı adalettir, ahlaktır, üretimdir, vicdandır. TÜRKİYE’NİN İHTİYACI YENİDEN REFAH’TIR.
İl Başkanı Tuncay Çakır, Genel Başkan Dr. Fatih Erbakan’ın da katıldığı Yeniden Refah Partisi Tekirdağ 3. Olağan kongresi'nden güven tazeleyerek çıktı. Mazbatasını almasının ardından yaptığı ilk yazılı basın açıklamasında…
Çakır, yeni yönetim kadroları ile birlikte Ak Parti Hükümetinin ekonomi politikalarını hedef alarak; “Siz bu millete hizmet etmek için mi iktidar oldunuz yoksa bu milletin cebindeki son kuruşu almak için mi?” diye sordu.
Yapılan yazılı basın açıklamasında şu ifedelere yer verildi:
Değerli basın mensupları,
Yeniden Refah Partisi İl Başkanlığı’mıza hoş geldiniz. Basın açıklamamıza geçmeden önce Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın selamını sizlere iletiyor, katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.
Milletimizin feryadını, halkımızın çığlığını, emeğin, üretimin, adaletin ve vicdanın sesi olarak sizlerle paylaşmak için huzurlarınızdayız.
Türkiye uzun süredir tarihi bir darboğazdan geçiyor. Her geçen gün bu darboğaz, artık bir çöküşe dönüşüyor. Ekonomideki kriz, sosyal dokudaki çözülme milletimizi tükenme noktasına getiriyor.
Milyonlar geçinemiyor, kirasını ödeyemiyor, milyonlarca insanımızın ekmeği küçüldükçe küçülüyor.
Ve hükümet yetkilileri, milletin gözünün içine baka baka “asgari ücretliye, emekliye ara zam yok” diyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı diyor ki: “Asgari ücrete ara zam gündemimizde yok. Ekonomi dengeye oturuyor.” Kendisine sormak istiyoruz: Hangi denge? Hangi ekonomi? Hangi gerçeklik?
Milletin pazardan yarım kilo meyve alamadığı bir yerde siz hangi dengeden söz ediyorsunuz?
Milyonlarca çalışanın aldığı maaş, TÜİK’in dahi gizleyemediği enflasyon karşısında buhar olmuşken, siz hangi istikrardan bahsediyorsunuz?
Hükümete sesleniyoruz: “Maaşlara zam yaparsak enflasyon artar” diyorsunuz. Peki, siz faize bir yılda iki trilyon lira verirken enflasyon artmıyor mu?
Kur garantili mevduat sahiplerine ballı kazançlar, haksız kazançlar sunarken enflasyon artmıyor mu?
İsrafa, şatafata, lüks makam araçlarına milyarları harcarken ekonomi bozulmuyor da milletin sofrasına bir lokma ekmek koymak mı enflasyon sebebi oluyor?
Değerli Basın Mensupları;
Her 100 liralık ürünün içinde 65 lira vergi var! Hükümete soruyoruz: Bu millet size vergi ödemek için mi yaşıyor! Siz bu millete hizmet etmek için mi iktidar oldunuz yoksa bu milletin cebindeki son kuruşu almak için mi?
Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek diyor ki; “Şehirlerin giriş çıkışlarına, hallerin kapılarına vergi memuru koyacağım!”.
Yani bu zihniyet, ekonomiyi kalkındırmanın yolunu hâl esnafını baskılamakta, sebze meyve kamyonunu didik didik aramakta, sokaktaki pazarcının defterini kurcalamakta görüyor!
Tıpkı atasözümüzde olduğu gibi: Müflis tüccar, eski defterleri, kurcalar.
Biz de buradan Sayın Bakan’a açıkça sesleniyoruz: Vergi kaçıran patronları, parasını yurt dışına çıkaranları görmezden gelip, esnafa çökerek, vatandaşın yolunu keserek adalet sağlanmaz!
Yeniden Refah Partisi olarak bugün buradan ilan ediyoruz:
Vergi denetimini halka değil, harami düzene yapacağız! Sebze haline değil, israfa akan ihalelere müfettiş yollayacağız!
Üreticiyi ezen değil, rantçıyı kollayan bu çarpık düzeni bozacağız!
Değerli basın mensupları,
Çiftçimiz de maalesef bitik durumda!
Gübre fiyatı 3’e katlandı, mazot zamları ise her ay milleti eziyor. Tarla sürmek artık lüks oldu! Sulama için elektrik parasını ödeyemeyen çiftçi üretimden vazgeçiyor.
Akaryakıt zamları, zirai ilaç ve gübre fiyatları köylümüzün, çiftçimizin belini büküyor. Doğal afetler, zirai don olayları, maliyetin gerisinde kalan ürün baş fiyatları…
Köylü ne yapsın? Çiftçi ne yapsın? Üretici ne yapsın? Ziraatı mı bıraksın? Türkiye, kendi topraklarında üretemediği ürünü ithal etmek zorunda kalıyor. Nerede bizim yerli ürünümüz? Nerede bu milletin kendi çiftçisine verdiği destek?
Buradan uyarıyoruz: Türkiye gıda güvenliğini kaybediyor.
Üretim olmadan ne ihracat olur ne de kalkınma. Yeniden Refah iktidarında, inşallah, çiftçi baş tacı olacak. Faize giden kaynak, tarlaya, traktöre, gübreye, tohuma gidecek! Faizcileri değil üreticileri destekleyeceğiz.
Değerli basın mensupları,
Bir diğer sorun, engelli vatandaşlarımızın içinde bulunduğu durumdur.
Bugün engelli kardeşlerimiz ne doğru dürüst istihdam edilebiliyor ne de şehirlerde insanca yaşayabiliyor.
Aldıkları destekler açlık sınırının bile altında. Bir engelli vatandaşımız ayda 3.700 lira yardım alıyor. En düşük emekli aylığının 3’te 1’i bile değil.
30 günlük engelli aylığıyla Ankara-İstanbul gidiş-dönüş uçak bileti almak bile mümkün değil. Bu mudur sosyal adalet? Sosyal denge bu mudur? Dayanışma bu mudur?
Engelli bireyler işe alınmıyor çünkü devlet bile kota uygulamasını ihlal ediyor. Kamuda engelli kadroları boş. Belediyelerde, bakanlıklarda, kamu kurumlarında işe alımlar partili referansla yapılıyor.
Okunma Sayısı : 318
