Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, salgın hastalık “CORONAVİRÜS”e karşı öncülük ettikleri savaşı ‘temizlik ve hijyenle’ başlattı. İlaçlı sularla yıkanmadık yer bırakmadılar. Otobüsler dahil şehrin önemli yerlerine ellerimizi mikroplardan temizleyeceğimiz sıvı dezenfekte aletleri bile koydular. Kurumlarına suları kesmeyin talimatı verip, ödenmesi gereken su faturalarını tahsil etmek için 3 ay ileri ötelediler.

Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu hatırlayan Kadir Albayrak’ta, işi bilenlerden gördüğü gibi küresel salgın hastalık “CORONAVİRÜS” e karşı en etkili silah olarak bilinen hijyen konusunda bir takım önlemler alıp “belediye otobüslerini, parkları, caddelerin bir kısmını dezenfekte suyla temizledi. ‘Koltukların bir kısmını bantlayarak’ otobüs yolcularına sınırlama getirdi. Hatta, otobüslerin içine de sıvı dezenfektan kapları koydu. O da, 3 ay boyunca suları kesmeyin, faturaları 3 ay öteleyin” dedi.

 

İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının öncülük ettiklerini birebir yapmaya çalışan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, nedense coronavirüs mücadelesinde Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın suya yaptığı % 50 indirimi görmüyor! Kırklareli Belediyesi, Lüleburgaz’da aynı şekilde %50'lik indirime geçti, görmüyor! Coronavirüsü, kronik hastalığı olan herkesi 7’den 70’e vuruyor. Hastalıktan etkilenecek insan sayısı 40 milyonu bulacak deniyor. Kadir Albayrak’a soruluyor, suya indirim yapacakmısınız? Cevap: “Suya indirim yapma gibi bir çalışmamız yok”

 

NEDEN?

Belediye su parası almazsa batar mı?

“Elektrik faturalarında indirime gidilirse su faturası da ucuzlar” verecekleri cevap bu.

 

Albayrak Suya %50 indirim yapamaz çünkü o, ne bir Mansur Yavaş ne de bir Ekrem İmamoğlu. Ne de bir Recep Gürkan. Belediye başkanından beklenen vizyon, misyon fedakarlık örneğini ‘özellikle CHP belediyeleri suya indirim yaparken TESKİ Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Albayrak yapamaz.’ Çünkü, yapılan usulsüz ihaleler ‘büyükşehirden akıtılan kaynaklar sayesinde ayakta zorla duran’ TESKİ’nin parasını bitirdi.

***

Çünkü, arıtma tesisleri yapılırken ‘10 bin tonluk tesise’ müteahhit, üç kere sızdırmazlık denemesi yaparken, su parası almayan müdürlerin var. 30 bin ton suyu basmak için pompaların elektrik harcadı. Müdürün milletin hakkı olan suyu bedavaya verdiği gibi bir de kurumu zarara uğrattı.

***

Sen suya indirim yapamazsın çünkü, tüm çalışanların altına araç verdin. Herkes kurumun malını kendi aracı gibi kullandı. Bu araçların kirası, yakıtı. En son ki, usulsüz araç kiralama ihalesinde yaşananlar…

***

Sen suya indirim yapamazsın çünkü, depolarında milletin parası ile alınmış malzemeler müteahhitlere verildi. Müteahhitler senden malzemeli iş yaptım diye ücret aldı ve kurum iki kere zarar etti.

***

Sen suya indirim yapamazsın çünkü, daire başkanların, müdürlerin çalışanlarına gelmeden mesai yazdı.  

***

Sen suya indirim yapamazsın çünkü, müteahhitler gereksiz olan 300’lük boruyu toprağın altına boş olarak gömdü, orada kuzu gibi yatıyorlar, parasını sen ödedin.  

***

11 ilçenin TESKİ binalarında kendine senede birkaç saat kullanacağın makam odası yaptırıp, bu saltanatı millete ödetirsen, sen suya indirim yapamazsın.

 ***

Sen suya indirim yapamazsın çünkü, fatura ettiğin halde tahsil etmediğin su alacaklarını zam yaparak borcunu ödeyen mükelleflerine yıktın. Bu sebepler gibi sana onlarca daha neden yazabiliriz. İşin özü elektrik parası, maliyetler işin bahanesi. Kısacası sen indirim yapamazsın, ancak zam yaparsın, zam yapmana rağmen TESKİ’nin borcunu ödeyemezsin.

 

Şimdi haklı olarak bana; “Sen bunları yazdıktan sonra bu adamın suya indirim yapacağı varsa da yapmaz” diyeceksiniz ama inanın sırf Henry Wadsworth Longfellow’un zamanında söylediği:

“Üstelemek başarının temel unsurudur. Kapıyı yeterince uzun süre ve yüksek sesle çalarsanız, birilerini uyandıracağınızdan emin olabilirsiniz.” bu sözleri  test etmek için bu yazıyı yazdım. Bakalım birilerini uyandırabilecekmiyim.

 

 

Özer Enginler