Bizim Hasan Aga günlerden bir gün sahile çay içmeye inmiş. Çayını söylemiş, yudumlarken bir arkadaşı yanına gelmiş, başlamışlar sohbete.  

 

Arkadaşı: "Hasan, genç belediye başkanına bir sorun anlatmaya kim gittiyse, kaç kişi gittiyse, ‘not aldım ilgileneceğim’ deyip sallıyormuş. Meşhur bir müdürü var ona gittiğinde iş hemen hallediliyormuş. Millet bırakmış başkana gitmeyi artık o müdüre gidiyormuş…

Adam başkandan daha yetkili" demiş.

 

Hasan Aga: "Bende duydum öyle bir konuyu, hatta ne kadar eski müdür varsa geri topluyormuş. Bunlardan biri önceden destek hizmetleri müdürlüğü yapmış, karısını güvenliğe yerleştirmiş. Bu müdür önceki dönemde kendisinden izin isteyen bir bayan çalışana hastahane uzak,  istersen arabamla ben götüreyim demiş. Çalışan bayan ne demek bu, ne hakla bunu bana önerirsiniz demiş, konu o dönemde kapanmış. Büyükşehir belediye başkanı tecrübeli, bunları anladı ve yol verdi genç başkan boğuşup dursun diye "demiş.  

 

Arkadaşı: " Hasan, birde önceki dönem belediye amblemi için türlü şeyler yazan basın vardı. Şimdi aynı amblem var, kimseden ses çıkmıyor, milleti galeyana getirdiler şimdi tık yok" demiş.

 

Hasan Aga: "Sadece o mu!, çay ocakları için belediye çay ocağı mı işletir? Milletin parasını harcıyorsunuz. Belediye şeffaf bir ihale yapar, kiraya verir, aldığı kiraya bakar diyenler de yok şimdi piyasada " demiş.

 

Arkadaşı: "Desene arkadaşım değişen bir şey yok, sadece isim değişti" demiş.  

 

Bir süre daha orada oturduktan sonra vedalaşıp ayrılmışlar.